30 Kasım 2014 Pazar

CENNETİN YOLU ÜZERİNE veya RUH ARİSTOKRATLARI İÇİN BİR REHBER

Bu dünya yükseklere çıkmak için korkunç bir çaba harcaman ve bedel ödemem gereken bir yer. Mutlu ve konforlu kalmayı seçerek insanın olduğundan fazla olabilmesi mümkün değil. Eğer daha fazlasına ulaşmak istiyorsan savaşacak ve acı çekeceksin, ancak asla aşağıya, geride bıraktıklarına bakmayacak, hatta o güne kadar göstermiş olduğun çabaya güvenipte durmayacaksın. Durduğun an uzamda yolunu kaybettiğin andır.

 Düşmanlarının asla yenilip vazgeçtiğini düşünmeyeceksin. Onlar senin tökezlemeni beklemektedirler. İnsanlara asla hakettiklerini vermeyeceksin, her zaman hakettiklerinden daha azını sunacaksın onlara ki beklenti içinde olsunlar ve sana muhtaç kalmaya devam etsinler. Hedefini asla gözden yitirmeyeceksin,asla bayram havasına girerek bitti artık kazandım demeyeceksin,asla yorulmayacaksın,elimdeki imkanlar yetersiz demeyeceksin. Bu dünyada bir zafer istiyorsan bunun için hayatını vermeyi göze alacaksın.



Sen zirveye doğru yürüyeceksin, zirveye doğru yürürken karşılaştığın düşünceler,insanlar ve merhamet seni asla yolundan alı koymamalı. ve eğer bir zirve kestirmemişsen gözüne nereye yükseleceksin ? Her yükselmek isteyenin bir zirvesi olmalı. Bir şeyi istemelisin, bir zaferi arzulamalısın. Ve yukarı çıktığında bir gün aşağılara bakarak oraya çıkmak için ne kadar çaba sarfettiğini, ne kadar yorulduğunu ve ne kadar büyük riskler aldığını an be an hatırlayacaksın. Yukarılara çıkmak için çabalayanların elinden tutmayacaksın, gerçekten isteyenler ve hakedenler çıkabilmeli yukarılara ancak. Onlar için aşağıya eğilmeyeceksin, onlar için aşağıya inmeyeceksin. Eğer bu dediklerimi yapmazsan asla kazanamazsın. Bu yolda göstereceğin en büyük zaaf senin düşüşün olacaktır.



Dünyaya tutumlulukla dokunacaksın, ne kendini ne de onu tüketip yoracaksın, ağız dolusu heyecanlardan ve karmaşadan kaçınacaksın.  Bu yeryüzünde en büyük büyü iradenin ve isteğin büyüsüdür.Birşeyi gerçekten istemek, bir vizyon olarak önce içinde hayata geçirmek bunun için tüm hücrelerini zorlamak demektir. Dikkatle düşünüp atılan adımın, söylenen sözün,yapılan planlamanın,alınterinin ve yılmadan çalışmanın yerini hiçbirşey tutamaz bu dünyada. Böyle bir çabayı hiçbir düşman altedemez. Tökezlesen de ayağa kalkacak düşsen daha inatla yola koyulacak yediğin darbelere ve hedefinin yüksekliğine demirden bir ruhla bakarak aldırmayacaksın. İnsan inat ve disiplinle gerçek anlamda büyüklük ve gelişim için, kendini geliştirme için çaba sarfetmelidir.

Bu günün işini asla yarına bırakmayacaksın, eline aldığın işi vücudunun ve ruhunun tüm dikkat ve odaklanmasıyla yapacaksın. Hayat uzun soluklu bir tırmanıştır ve günlük küçük detaylar belirler senin zirveye tırmanıp tırmanamayacağını. Ne dostlar için, ne günlük zevkler için ne kadınlar için ne merhamet için yolundan ayrılmamalı ve yapman gereken temel şeyleri ertelememelisin. Bu ertelemelerin hiçbir faydası olmayacağı gibi zamanda gerileyişinin,zaman kontrolündeki beceriksizliğinin bir telafisi de olmayacaktır.



Bir erkeğin bu dünyada gönül işlerinde bile bir istikameti olmalıdır. Çok kişiyi sevmek ve maceradan maceraya koşmak ideal bir erkekliği değil, ruhsal bir istikrarsızlığı , kendine egemenlikte bir beceriksizliği ve prensipsizliği ele verir. Eğer bir aile kuracaksan en büyük kahramanlık onu sadakat, sabır güven ve beceri ile korumak, geliştirmektir.  Pater familias olmak bir erkek için ulaşılabilecek en yetkin onurdur ve iki dünyanın efendisi olmak, gerçek anlamda bir pontifex-apex olmaklık halidir.



Hep kazanmayı düşünmedikçe kötümserlik insanı kötürüm kılan bir edim. İnsan güzel şeylere odaklanarak güzelleşir. Kötü ve çirkin insanları, kötü düşünceleri, kötü edimleri,kötü zevkleri, kötü müzikleri,kötü ve çirkin görüntüleri, kötü konuşmaları çevremizden uzak tutarak rafine edilmiş bir dünyada yaşamalıyız. İnsanın görevi bu dünyayı güzelleştirmektir. Bu dünyayı çirkinleştirmek için bilerek ya da bilmeyerek atılan her adım cehenneme doğru atılmış bir adımdır. Dünyayı güzelleştirmek için atılan her bir adım bizi yeryüzü cennetine, kendi varoluşsal zirvelerimize bir adım daha yaklaştırır. İnsan ölürken bile güzel ölmenin estetik ve görkemli bir ölümü arzu etmeli, ölüm anın bile dünyayı sonsuzcasına aydınlatarak son bir parlayışla güzelleştirerek gerçekleşmeli.

Hayatımızdan ayaktakımına ait olan herşey çıkarılmalıdır. Uzlaşmak, eğilip bükülmek, duygusal ihtilaçlar içinde kıvranmanın hiçbir gereği yoktur. Duygusal yüklerden arındırılmalıdır yürek,öfke taşkınlıklarından, lüzumsuz insanlara harcanan zamanlardan arındırılmalıdır. İnsan görmek istemediğini görmemeli, duymak istemediğini duymamalıdır.  Gereksiz ve tırmalayan seslere usulca arkasını dönebilmelidir. Kimseye kendine dair açıklamalar yapmadan, kendini anlatmaya çabalamadan, hep gerekli olandan daha az sözle yaşamalı ve bir belirsizlik sisinin ardından sessizce tırmanmaya devam edilmelidir.



Işığı elde tutmalı o yeşil ve el değmemiş cennete doğru yürümekten asla vazgeçmemelidir. Mutluluğun rengi altın sarısı ışık ve arka planı koyu gölgeli bir orman yeşilidir.




İçilebilecek tek şey güneşin altın ışıklarıdır.

Pour vivre heureux,vivez caché

Comte de Brumeuse : Ecriture sur la voie du  paradis ou un manuel pour les aristocrats d'esprit  Brume, 1717