Seyreyledim eşkal-i hayatı,
Ben havza-i hayalin sularında,
Bir aksi mülevvendir onunçün,
Arzın bana ahcar u nebatı
Ahmet Haşim
Chopin’in nocturnleriyle açıyorum
akşamı. Yaşama dair tüm çabalarımız çabalardan mümkün olduğu kadar kurtulmuş
bir yaşam için değil mi ? Kimileri bu açmazı fark etmediğinden koca bir ömüre
küçücük bir hayatı bile sığdırmayı başaramaz. Hayat ömür dediğimiz akışta
toplasan bir elin parmaklarını geçmeyecek sonsuzluğu duyduğumuz anlarımızdan
ibarettir .
Kimileri yaşamaz bile, hayat
dedikleri kendileri yerine isteyen tüketen ve koşuşturan arzularının peşi sıra
ümitsiz bir saman alevi gibi parlayıp sönmektir. Bugünleri dünlerinden farklı
olmayacaktır bu geçip giden insanlığın. D’anna’nın dediği gibi, insanlığın en
büyük ilüzyonu bir geleceği olduğuna inanmaktır, halbuki sıradan adamın yarını
da bu gününden farksız olmayacağından bir geleceği olmayacaktır.
Ya sonsuzluk nedir bizi ölümsüzlere
benzer kılan ? ‘’ Sonsuzluk diyor Davila
kısa ve uçuşkan soylu duygularımızdan oluşan kristalin bir durumdur’’ Gerisi
çirkinlik..gerisi çözülme,bozulma ve yokoluş.
Kavrayamadığımız,çirkin,kaba
bencil ve zayıf hallerimizin sonucunda takdire değer ve başarılı bir hayat
çıkmayacağı gerçeğidir. Farkına varamadığımız çirkinliklerin ve onları
alışkanlık haline getirmişlerin
yaşamlarının ve fikirlerinin toplamından kayda değer ve aklı selim bir şey çıkmayacağı
gerçeğidir.
Şüphesiz insan başarısız bir
didişmedir. Zıtlıklar ve çekişmelerle dolu,anlaşılmazlıklarla ve
anlayışsızlıklarla dolu bir didinmedir insan. Başarı,güç ve görkem tüm bu
çatışmaları barışlandırmak,korkuları zafere dönüştürerek insani olanı bir
şiir,yaşayan bir sanat eseri gibi sonsuzlukla irtibatlandırarak estetiklendirmektir.
Kimi zaman gölgelerden,kimi zaman
birbirine karşıt parçalardan ve tutarsızlıklardan ibaret olan, sadece biyolojik
bir açlıkla toprağın yüzüne tutunmuş olan ve adına kişilik dediğimiz,varlığımız
diye sahiplendiğimiz kararsızlıklarımızın bu grotesque toplamı bir varoluş bile
değildir aslında. O nedenle karakter ve kişilik denilen şey verili bir durum
değil, yaşamın kaotik tutarsızlıkları ve vahşilikleri üzerine inşa etmemiz
gereken bir eserdir, bir görev ve sorumluluktur.
Evola’nın dediği gibi, hayatın
kendisinde-ama onun dışında değil- hayatın kendisinden daha büyük bir şey
vardır. Hayat onu keşfettiğimiz takdirde sonsuzluk,aksi halde lüzumsuzluktur…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder